Nikolay Federoviç Katanov
Murat Ali Karavelioğlu
ÜNLÜ TÜRKOLOG NİKOLAY FEDOROVİÇ KATANOV VE İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ’NDE BULUNAN KOLEKSİYONU
Murat Ali Karavelioğlu•
Özet
19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşayan ve Türkoloji biliminin önde gelen isimlerinden olan Katanov, bu alanda özellikle Rus kaynaklarına olan vukufu ve bunları değerlendirmedeki başarısı ile bilim dünyasında haklı ve şöhretli bir yer edinmiştir. Onun Türkoloji bilimine asıl ve ebedi hizmeti ise yaklaşık 4000 civarında çok değerli kitaptan oluşan eşsiz koleksiyonunu Türkiye’ye bağışlamış olmasıdır. Önceleri Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi’nde korunan fakat araştırmacıların kullanımına açılamayan bu koleksiyon, uzun yıllardır İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde bilim adamları ve araştırmacıların istifadesine sunulmaktadır.
Nikolay Fedoroviç Katanov
(1862-1922)
N. F. Katanov, 19 Mayıs 1862’de, Yenisey’in bir kolu olan Abakan nehrinin sol yakasındaki Askiz köyünden 17 km. uzaklıkta bulunan “Üzüm” köyünde doğdu. Ailesi, Hakas kabilelerine mensuptur. Babası Fyöder Semyenoviç Katanov, annesi Kaçinka Katanova’dır. Katanov’un annesi cahil ve ezilmiş bir kadın, babası ise köy yazıcısıdır.
Yeni doğan çocuktaki küçük ak perçemi gören babaanne “pora, pora” diye hakırmış, iradesi dışında söylediği, Hakas köylerindeki yaşlıların bugüne kadar hatırladığı bu söz çocuğa yakışmıştır. Hakasçada “pora” kır rengi anlamındadır. Daha sonra rahip ona Nikolay adını koymuştur. Nikolay aynı zamanda Yunancada “halkların galibi” anlamına gelmektedir.
1869 yılında Halk Eğitim Bakanlığının bir sınıflık Askiz okulu açıldı ve Katanov o okula Rusça okuma yazma öğrenmeye gitti. Amcası Efim Semenoviç, Katanov’un öğretmeniydi. 1874 yılında babası ölünce öğretmen amcasının himayesine girdi. Amcası hem öğretmen hem de çeşitli kabile birliklerinden oluşan Askiz Bozkır Duması’nın yazmanıydı. Bu yüzden 1874-1876 yıllarında gündüzleri öğrenim gördü, Duma’da yazmanlıkla uğraştı. Bu okulda beş yıl okudu. Ağustos 1876’da öksüz doğulu Katanov kayıkla Abakan ve Yenisey üzerinden Krasnoyarsk’a doğru yola çıktı. Böylece yaklaşık yüz yirmi beş yıl önce “Rus toprağı kendi Platon’larını ve Newton’larını aklıyla doğurabilecektir” diyen gözü pek seyyah öğrenim ve ilim yoluna adım atmış oldu.
Abakan Türkleri içerisinden yetişen ilk âlim olarak takdim edilen Katanov, çok cepheli bir Türklük bilgini idi. Bütün Türk halk ve boylarının tarihleri, dil ve edebiyatları, folklor, etnoğrafya, müzik ve diğer kültür meseleleri, onun en başta incelediği ve araştırdığı konulardı. Bunların yanı sıra Fin-Ugor, Çin, Japon, Hint, İran, Arap kültürü üzerine de geniş bir bilgi sahibi idi. Bu konular içinde onu tarihçi, dilci, etnoğraf ve folklorcu, nümizmat, müzeci, redaktör ve seyyah olarak görüyoruz. O, hemen hemen bütün Avrupa ve birçok doğu dillerini, hatta ölmüş klasik dilleri de biliyordu. Türk-Orhun yazıtlarını, Sümer çivi yazısını, Mısır ve Çin hiyerogliflerini, Arapçayı ve eski Arami-Uygur metinlerini rahatlıkla okuyabiliyordu.
Katanov’un Türk dillerine olan ilgisi on – on iki yaşlarındayken başlamıştır. Bu arada Katanov, yabancıların kültürü ve hayatı ile tanışmış ve Türk boylarının konuşmalarını sık sık dinlemiştir. 1876 sonbaharında Katanov, Krasnoyarsk kolejini kazanmış ve bu okulu altın madalyayla bitirmeye muvaffak olmuştur. Buradaki eğitimi sırasında, Sibirya ile ilgili çok iyi kitapların bulunduğu bir kütüphaneye sahip olan, gerçekten kültürlü ve bilgili, yarı Rus, yarı Hakas sanatçı Innokentiy Karatanov ile tanışmıştır. Karatanov, Katanov’a Sibirya ile ilgili birçok kitap vermiş ve çok enteresan şeyler anlatmıştır. Karatanov’un bu sohbetleri, küçük Katanov’da kendi halkını araştırma ilgisi uyandırdı. Bu yüzden Katanov, Innokentiy Karatanov’u ilk öğretmeni sayar.
Henüz on iki yaşındayken talebe Katanov, Tatarskiy Yazık (Sagayskoe Nareçiye 1, Gramaratika, Etimologiya i Sintaksis, Krasnoyarsk 1882 adlı 420 sayfadan oluşan çalışmasının I. bölümünü tamamlamıştır. Ancak İlimler Akademisi, bu eserin değerini anlamaktan uzaktır. Eseri inceleyen İlminskiy, misyonerlik davası güden bir Türkolog olduğu için eserin kıymetini görememiş ve “Gramatika, uygulama açısından önem taşımıyor, gerekirse bu mesele üzerinde çalışan V. V. Radloff’a başvurulabilir. Sibirya Türk lehçelerinde o, benden daha bilgilidir” şeklinde cevap vermiştir. Ama eser, Hakas dili, tarihi ve diyalektolojisi alanlarında çok büyük değer taşımaktadır.
1881’de Radloff, A. M. Kastron, N. A. Kostrov gibi bilim adamlarının çalışmalarıyla yakından tanışan Katanov, kendi notlarını tamamlayarak değişik yayın organlarında yayımladı. Tataristan ve Leningrad arşivlerinde gimnazyum öğrencisi Nikolay Katanov’un ne kadar çalışkan ve gayretli olduğunun delilleri olarak, üzerinde hemen hemen hiçbir öğretmen düzeltisinin bulunmadığı geometri, Fransızca, Almanca defterleri, Rus edebiyatı kompozisyonları, temiz el yazısı korunmaktadır. Harçlığını çıkarmak için Krasnoyarsk’ın bazı sakinlerinin çocuklarına dersler verdiği de bilinmektedir.
Katanov, 1884’te gimnazyumdan (liseden) altın madalyayla mezun oldu. Genel derslerden başka bu okulda Latince, Yunanca, Fransızca, ve Almanca öğrendi. 1880’den başlayarak, diğer bir ifadeyle gimnazyadaki 4. sınıf öğrencilik döneminden itibaren tarih ve coğrafya öğretmeni, coğrafya topluluğunun Doğu Sibirya Bölümünün asli üyesi A.K. Zavadskoy-Krasnopolskiy’in etkisiyle Sagay metinlerini ve kendi kabilesinin gelenek göreneklerini kaydetmekle uğraştı.
15 Ağustos 1884’ten itibaren imparatorluk Sant-Petersburg Üniversitesi’nde “öğrenci N. F. Katanov’un kaydı” yapılmıştır. Burada Krasnoyarsk polis müdürünün “Katanov’un üniversitedeki eğitimi için ona maddi yardım sağlayacak hiçbir akrabası yoktur” yolundaki şahitliği de yer almıştır.
Kendi otobiyografisinde N. F. Katanov, Petersburg dönemini çok kısa bir şekilde şöylece anlatmaktadır: “1884-1888 yıllarında Doğu Dilleri Fakültesi’nde okudum ve adaylık dereceli kurs bitirdim. Üniversitede Arapça, Farsça, Türkçe ve Tatarca sınıflarındaki dersleri takip ettim. Bundan başka Tarih-Filoloji Fakültesi’nde Rusya tarihi ve Rus edebiyatı derslerine dinleyici olarak katıldım. Radloff, N. İ. Veselovskiy ve İ. N. Berezin’in yönetimindeki bir öğrenci olarak Sagay ağzıyla ilgili derlemeler yaptım ve bu derlemeleri bilimsel dergilerde yayımladım. Radloff’un yanında da yeni bir bilim olan Türk fonetiğini inceledim.”
Rus öğrencileri arasında onun dış görünüşü hemen dikkat çekmiştir. Kısa boyuyla orantısız şekilde uzun gövdesi ve kısa bacaklarıyla, o kendi figürünü yansıtmaktadır. Belirgin elmacık kemikleri, dar siyah gözleriyle onun Mongol yüzü çok dikkat çekmiştir.
Fakat Petersburg’ta fakir öğrencinin ısındığı, gelecekteki bilim adamının ve Sibirya araştırmacısının gelişimine kesin bir şekilde yardımcı olan, Smolniy yakınlarında Kavalergard sokağında bir ev vardı. Burada ünlü gazeteci, toplum adamı, seyyah N. M. Yadrintsev’in evinde Katanov’un kendi ifadesiyle “unutulmaz perşembeler” bekliyordu onu. Buraya öğrenci gençliğinin yanı sıra uzaktan yakından seçkin kişiler de geliyordu. Aradan yirmi yıl geçtikten sonra Katanov bu unutulmaz günleri şöyle anlatamaktadır: “Yadrintsev beni doğuluların tarihini ve yaşantısını incelemeye, G. N. Potanin ödünç çizgilerin ve genel motiflerin açıklanması amacıyla belirli bir sistemde halk yaratıcılığı eserlerini kaydetmeye, sonuçta Radloff dillerin ve çeşitli ağızların özelliklerinin belirlenmesi amacıyla edebi eserlerin tam olarak kaydedilmesine yöneltti. E. Y. Petri ise doğulular hakkında yazmış Avrupalı yazarların ilk incelemelerine sevk etti.”
Dil ve etnoğrafiye dair notları ve seyahatleri ile ilgili günlük tutan Katanov bu uzun süreli seyahatlerinde birçok diyalektle ilgili halk yaratıcılığının en güzel örneklerini, Sibirya ve Çin’in Türk dili halkları hakkında etraflı bilgileri derlemiştir. Katanov, Tuvaların (Uranhayların, Soyanların, Soyatların, Karagasların (Togaların) Çin Kazaklarının diyalektlerini; Kulca, Çuguçak, Urumçi, Hami ve Turfan’ın dillerini çok özenle incelemiştir. Katanov bu seyahatte Çin’de 1891 Şubatından 1892 Mayısına kadar 120 masal, 90 hikâye, 500’ün üzerinde rubai, 153 şarkı, 600’den fazla atasözü, 70 civarında halk inanışı, 38 bilmece, 900’den fazla rüya yorumu ve başka birçok malzeme derlemiştir.
Üniversitede Doğu Dilleri Fakültesinde Arap, Fars, Türk-Tatar dilleri dersleri gördü ve bununla beraber Tarih Filoloji Fakültesinde Rus Tarihi ve Rus Edebiyatı dersleri dinledi. Petersburg o zamanlar oryantalistlerin merkeziydi. Akademi üyesi Radloff, Profesör N.İ. Veselovskiy ve İ.N. Berezin’in yönetiminde Sagay lehçeleri hakkındaki notlarını yeniden düzenledi ve bunları ilmi dergilerde yayımladı. Berezin ona Türk lehçeleri öğretmenliği yaptı. Radloff’dan şarkiyatın yeni bir kolunu, Türk fonetiğini öğrendi.
Fakülteye başladıktan sonra bilim adamlarından özel Türkoloji hazırlık sınıfı dersleri alan Katanov, üniversite öğrenimi sırasında Berezin’den Türkçe ve Tatarca, V. D. Smirnov’dan Osmanlıca, V. R. Rozen’den Arap Dili ve Edebiyatı, V. A. Jukoski’den Fars Dili, P. Potkanov’dan İran tarihi, N. I. Veseloski’den doğu tarihini ve M. S. Zamislav’dan Rusça derslerini aldı. Katanov, bu fakültede eski ve yeni Türk dillerini öğrendi ve tarihi metinleri ve halk edebiyatını okudu. Üniversitedeki derslerinin yanında Türk dillerinin fonetiği hakkında Radloff ile özel olarak çalışan Katanov, Radloff’un kendi evinde verdiği bu dersler sayesinde Türk dillerinin fonetik özellikleri hakkında çok geniş bir bilgi sahibi oldu.
1888’de Petersburg Üniversitesi Şark Fakültesini bitirdikten sonra, İlimler Akademisinin ilimi araştırma heyetine katılarak 1892’ye kadar Sibirya, Moğolistan ve Doğu Türkistan’da bulundu ve yerli Türk boylarının dil, folklor ve yaşayışları üzerine araştırma yaptı, malzeme topladı. 1893’ün sonunda Türk Tatar lehçeleri Yüksek Lisansı sınavını kazandı ve 12 Ocak 1894’te Kazan’a yerleşti. Kazan Üniversitesi Türk Tatar Lehçeleri Kürsüsü Profesörü unvanıyla VI. sınıflara öğretmen olarak görevlendirildi. Ölümüne kadar bu vazifede kalmıştır. Önce Türk dilleri üzerine dersler vermiş, sonra bunları edebiyat ve tarihi de içine alacak şekilde genişletmiştir. Bundan başka, Arap ve Fars dilleri üzerine de dersler vermiştir.
Kazan’a geldiği sene üniversitenin Arkeoloji, Tarih ve Etnografya Cemiyetine (Obşçestvo Arheologii, İstorii i Etnografi- OAİE) üye ve sekreter seçilmiş, 1898’den 1914’e kadar da bu cemiyetin başkanlığını yapmıştır. Cemiyetin çıkardığı İzvestiya (Haberler)’nın müdürü ve başyazarı idi. Bu dergide onun, çoğu tenkit, tanıtma ve değerlendirme olmak üzere pek çok yazısı çıkmıştır. Kazan Tatarlarının kültür hayatı ve yayımladıkları eserler, onu yakından ilgilendiriyordu.
Katanov, Kazanlı yazarlarla şahsen de tanışıyor ve onların çalışmaları üzerine yazılarında bilgi veriyordu. Mesela Kayyum Nasıri’den bahsederken, onu “Müslümanlar arasında Avrupa kültürünü yaymaya çalışan bir rehber” olarak gösteriyordu.
Katanov’un doğu araştırmaları üzerine bibliyografya hazırlama hususunda da mühim bir yeri vardır. Yalnız Rusya’da değil, Batı Avrupa’da ve bilhassa Almanya’da bu konuda yürütülen çalışmalara katılıyor, mesela “Orientalische Bibliographie” için Rus ve İslam eserlerinin listesini hazırlıyordu.
Fakat bütün bu gayret ve çalışmaları ile birlikte, Nikolay Katanov “Velikorus” muhiti içinde yine de bir yabancı, bir “inorodets”, yani başka cinsten, başka ırktan olan bir kimse idi. Çekik gözlü ve Moğol tipinde olduğu için, bu durum onunla ilk karşılaşmada kendini belli ediyordu. Bu yüzden çok defalar şovenist profesörlerin menfi tavrı ile karşılaşmıştır. Petersburg Üniversitesinde 1854’te kurulan ve henüz gelişme devresinde olan Şark Fakültesinde onun için yer bulunamamıştı ve bu yüzden Kazan’daki İlahiyat Akademisine gitmek zorunda kalmıştı. Onu burada da pek hoş karşılamadılar. Juze, Mihaylov, Koblov, Malov vb. gibi misyonerler; “Petersburg Üniversitesi Şark Fakültesi ve Moskova’daki Luzarev Şark Dilleri Enstitüsü mezunu Türkologlar, Asya halklarının tarihini, edebiyatını ve etnografyasını tarafsız bir gözle araştırıyor ve onlara sempati duyuyorlar. Bundan dolayı, Petersburg Üniversitesinden çıkmış olan Katanov, Kazan İlahiyat Akademisinde kürsü idare edemez” diyerek ayağını kaydırmaya çalıştılar.
Katanov yine de mücadele etti ve Kazan’da tutunmayı başardı. Yeni yeni kurslar, dersler açarak içtimai hayatta ve basında birçok görevi seve seve yüklenerek kendisini kabul ettirmek ve bazı muhitlerde karşılaştığı yabancılık hissini unutturmak istiyordu. Onun rakip tanımayan emsalsiz bilgisi, birçok muarızlarını susturacak derecede geniş ve derindi. Şovenist profesörler heyeti, işlerine gelmediğinde onun bu çalışkanlığı ve bilgisi karşısında susmayı tercih ediyordu.
Fakat hadiseler yine de tesirini göstermekten geri kalmadı. Ne kadar bilgili ve kabiliyetli bir ilim adamı ve ne kadar masum bir Hıristiyan olursa olsun, şovenist zümre içinde o yine de bir yabancı, bir “inorodedets” olarak kalmaya mahkûmdu. Ruhi sarsıntılarla vücutça da zayıf düşen Nikolay Fedoroviç Katanov, 1921 sonbaharında felç olmuş ve kendi kendine tedavi ile uğraşırken akciğer iltihabına tutularak, tıbbi müdahalenin yetişmesine imkân kalmadan 10 Mart 1922 günü vefat etmiştir.
Katanov, eserlerindeki farklı meseleler ve değişik çalışmalarla, Şarkiyat alanında çok derin izler bırakmıştır. Onun, Tuvalıların Dilini İnceleme adlı eseri temel eseridir. Bu eser Şarkiyat ilminde Katanov’a çok geniş bir ün sağlamıştır. Katanov, kendisi hakkında “Benim mesleğim dilbilimdir, özellikle (Türk-Tatar) diyalektolojisi ve çeviri yazısı uzmanlık alanımdır” demektedir.
Katanov’un sadece Şarkiyatla ilgili 181 makalesi bulunmaktadır. Hakkında otuzu aşkın yazı yayımlanmıştır. Enstitü kütüphanesinde Katanov’la ilgili 100’e yakın kayıt vardır. Hayattayken onlarca bilimsel kuruluşa ve kültürel oluşuma üyeliği bulunmaktaydı.
İstanbul Üniversitesi’ndeki Kütüphanesi
Katanov’un, Çarlık Rusyası’nın son dönemlerinde yaşanan ağır hayat şartları sebebiyle satışa çıkarmak zorunda kaldığı 9000 ciltlik kütüphanesinin yaklaşık 3500 cildi 1914 yılında Osmanlı hükümeti tarafından satın alınmış olup halen İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Kütüphanesinde bulunmaktadır. Bir kısmı da Kazan Üniversitesindedir. Katanov’un kitaplarının ülkemize ne zaman ve nasıl geldiği konusunda net bilgi bulunmamakla birlikte bizce kitapların, ilki 1914, ikincisi ise 1922 yıllarında olmak üzere iki grup halinde satın alınmış görünmektedir. 1914’de kitaplarını satmak isteyen Katanov, önce Rusya Bilimler Enstitüsüne müracaat eder. Enstitü bunu reddedince Sibirya Genel Valiliğine İrkutsk Üniversitesi için satın alınmasını ve Doğu Dilleri Fakültesi kurulmasını teklif eder, ama yine olumsuz yanıt alır. Bunun üzerine Türkistan Genel Valisine Taşkent Üniversitesi için bir teklifte bulunsa da yine red cevabı alır. Böylece kitaplarını resmi kuruluşlara satamayacağını anlayan Katanov, Leipzig’deki kitapçılara satmayı dener. Ancak kitapçılar işi ağırdan almaktadır. O sıralar Kazan’da bulunan Sadrazam Tevfik Paşa, çok kıymetli olduklarını anlayınca bir kısım kitapları Osmanlı Hükümeti adına satın alır. Bir rivayete göre kitapların satış haberini veren ve alınmasını tavsiye eden Zeki Velidî Togan, bir başka rivayete göre ise Gaspıralı İsmail Bey’dir. Ömer Faruk Akün’ün, hocası Nail Reşit Bey’den dinlediğine göre kitaplar 8000 ruble karşılığı satın alınmıştır. Ahmet Caferoğlu ise Katanov’un ölümünden sonra 1922 yılında eşinin kitapları satışa çıkardığını ve bir kısım kitapların 3000 altın karşılığında satın alındığını haber vermektedir. Koleksiyon önce Süleymaniye Kütüphanesinde muhafaza edilir, fakat daha sonra bir rivayete göre Mehmet Fuat Köprülü’nün isteği ve bizzat Atatürk’ün emriyle, bir başka rivayete göre ise Köprülü’nün, kütüphane kurulması meselesini sorması üzerine yine bizzat Atatürk’ün direktifiyle yeni kurulan Türkiyat Araştırmaları Enstitüsüne devredilir. Herhangi bir kayıt bulunmadığından hareketle kitapların, Süleymaniye Kütüphanesinde sadece muhafaza edildiği, kayda geçirilip istifadeye açılmadığı anlaşılmaktadır. Koleksiyon, çoğunluğu Rusça ve çeşitli Batı dillerinde yazılmış nadide kitap ve dergilerden oluşmaktadır. İlk elli kitap arasında bulunan Katanov’dan gelen yazma eserlerin temel özelliği eski tarihli ve Doğu Türkçesiyle yazılmış olmalarıdır. Konuları birbirlerinden farklı olan bu eserler arasında Ahmet Yesevi’nin Hikmetleri, el-Müslimi’nin Tevarih-i Bulgariyyesi, İsa et-Taşkendi’nin Kelile ve Dimne Tercümesi, Hafız, Kaşani ve Talib-i Amuli gibi İran şairlerinin Divanları gibi eserler bulunmaktadır. Genel olarak bakıldığında kitapların, Avrupa’nın belli başlı kentleriyle Rusya’nın birçok vilayetinde basılan kitaplar olduğu anlaşılmaktadır. Katanov’un, Doğu Türkistan’dan Finlandiya’ya, Güney Sibirya’dan Karadeniz’in kuzeyine kadar olan geniş bir coğrafyada yaşayan halkların dilleri, dinleri, kültürleri, örf ve âdetleriyle ilgili bulabildiği her türlü kitabı topladığını görmekteyiz. Bunların yanında gezi ve kazı raporları, şehir yıllıkları, müze katalogları, sikke katalogları, idare ve eğitim öğretim ile ilgili kanun ve yönetmelikler, istatistikler ve atlaslar, hukuk, tarih, siyaset gibi konular onun topladığı kitapların konularını oluşturmaktadır. Bu sebeple kütüphanenin, Orta Asya ve Sibirya halklarının etnografya, arkeoloji, folklor, kültür, dil ve dinleri üzerine araştırma yapacak olanların mutlaka görmek zorunda oldukları bir kütüphane olduğu kanaatini taşımaktayız.
Nikolay Federoviç Katanov
Kaynakça
AKÜN, Ömer Faruk; “Katanov Hakkında Türk Matbuatında Çıkan Haberler”, Doğumunun 140. Ölümünün 80. Yıldönümü Dolayısıyla Nikolay Federoviç Katanov Konferansları, İstanbul 12 Kasım 2002.
BİRİNCİ, Nejat; “Atatürk’ün Emri İle Kurulmuş Bir İlim Yuvası: Türkiyât Enstitüsü”, Türk Dili, yıl: 34, XLIX, 403, Temmuz 1995, 55-79.
DAVLETOV, Timur; “Hakas Prof. Nikolay Födoroviç, Katanov (19 Mayıs 1862-10 Mart 1922)”, Anayurttan Atayurda Türk Dünyası, yıl 7, 18, 1999, 51-54.
DAVLETOV, Timur; “Hakas Prof. Nikolay Födoroviç, Katanov (19 Mayıs 1862-10 Mart 1922)”, Türk Dünyası Tarih Dergisi, 145, Ocak 1999, 18-19.
EKİCİ, Metin; “Hakasya’nın Büyük Bilimadamı Profesör Türkolog Nikolay Feodoroviç Katanov ve Eserleri”, Türk Kültürü, 423, 1998, 409-424.
EREN, Hasan; Türklük Bilimi Sözlüğü I, Yabancı Türkologlar, TDK Yayınları, Ankara 1998, 186-187.
GÜLEÇ, İsmail; Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Kütüphanesi Kataloğu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 2007.
İLGÜREL, Sevim; “Türkiyât Enstitüsü”, Türk Kültürü, 158, 39.
KAÇALİN, Mustafa S.-TÜRKOĞLU İsmail; “Katanov Nikolay Fyodoroviç” DİA, 25, Ankara 2002, 28-29.
KOKAVA, Irina; Nikolay Federoviç Katanov, (çev. Muvaffak Duranlı), TDK Yayınları, Ankara 1998.
ÖZKAN, Mustafa; “Kuruluşunun 70. Yılında Türkiyât Enstitüsü”, Türkiyat Mecmuası, XX, 1997, 1-11.
ÖZTUNA, Yılmaz; “Türkiyât Enstitüsü”, Hayat Tarih Mecmuası, yıl: 2, 5, 1 Haziran 1966, 20-21.
SERTKAYA, Osman Fikri; “İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü”, Istanbuler Almanach, 2/1998, 38-39.
SERTKAYA, Osman Fikri; “Kuruluşunun 80. Yılında Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü” Toplantısı Açış Konuşması, 12 Kasım 2004.
TEMİR, Ahmet; “Türk (Hakas) Asıllı Rus Türkologu N. F. Katanov (1862-1922), Türk Dili, 427, Temmuz 1987, 148-153.
TÜRKMEN, Fikret; “75. Ölüm Yıl Dönümünde Türk Soylu İlk Türkolog Nikolay Feodoroviç Katanov”, Türk Dili, 545, Mayıs 1997, 483-389.
YOLOĞLU, Güllü; “Ömrü Tarihe Dönmüş Bir Bilim Adamı: N. F. Katanov” Bilge Dergisi, 15, Kış 1998, 29-32.